TTAD

Tüketim karşıtlığı, tüketim kültürünün yarattığı ve tüketimin çevresel, sosyal ve ekonomik etkilerine bir tepki olarak ortaya çıkan yaşam tarzlarını ifade etmektedir. Bu yaşam tarzları tüketimin azaltılmasını, seçici tüketim faaliyetlerinde bulunulmasını veya tüketimin tamamen reddedilmesini savunmaktadır. Bu çalışmada ekolojik ve sosyal açıdan sorumlu tüketim anlayışı ile tüketim karşıtı yaşam tarzlarından gönüllü sadelik ve tutumluluk arasındaki ilişkilerin ortaya konulması amaçlanmıştır. Anket yöntemiyle 441 kişiden toplanan veriler yapısal eşitlik modellemesi ile analiz edilmiştir. Analiz sonuçlarında ekolojik açıdan sorumlu tüketim ile tutumluluk arasında pozitif yönde ilişki olduğu belirlenmiştir. Ancak tutumluluk ile gönüllü olarak sade bir yaşam arzusu boyutu arasında herhangi bir ilişki olmadığı, planlı alışveriş ve kendi kendine yeterlilik boyutları ile de negatif yönlü ilişkiler olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca sosyal açıdan sorumlu tüketim ile hem tutumluluk hem de gönüllü sadeliğin tüm boyutları arasında anlamlı ve pozitif yönde ilişkiler olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuçlar sorumlu tüketimle ilişkilendirilen tüketim karşıtı yaşam tarzlarının, tüketicilerin davranışsal tercihlerini anlamak ve sürdürülebilir tüketim pratiklerini teşvik etmek adına önemli bir bakış açısı sunmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Sorumlu tüketim, tüketim karşıtlığı, gönüllü sadelik, tutumluluk

DOI : 10.15659/ttad.16.1.178 [PDF]

Although there are many products with the theme of cuteness, it seems that there are not enough studies on cuteness in the literature. This study aims to develop a “Consumer Attitude Scale Towards Cuteness in Design” to measure the phenomenon of cuteness, which is one of the factors affecting consumer behavior, and to present a cuteness-focused measurement tool for future research. In this context, field studies consisting of three separate pilot studies were conducted using qualitative and quantitative methods (Study 1). Subsequently, the scale in the design phase was tested with fieldwork to increase internal and external validity. While doing this, an inter-subject experimental-based field study on childhood experiences and attitudes towards cuteness (2x2) was conducted and the scale was developed (Study 2). As a result, the attitude scale towards cute products was developed in the design and the importance of positive experience in children’s experiences, which is an important factor in the cute product market, was emphasized.

Keywords: Cute Product, Consumer Attitude, Positive Children’s Experiences

DOI : 10.15659/ttad.16.1.179 [PDF]

Pazarlamanın tarihsel gelişiminde, sürdürülebilir pazarlama önemli bir yere sahip olmuştur. Sürdürülebilir moda kavramı ise birtakım yönleriyle pazarlama alanında araştırılmaktadır. Sürdürülebilir moda birçok farklı alanda yer almakla beraber pazarlama içinde tüketici davranışlarında araştırılan bir konudur. Bu çalışmanın amacı ise sürdürülebilir moda çalışmalarını nicel bir yöntem olarak bibliyometrik analiz aracılığıyla incelemektedir. Web of Science aracılığıyla elde edilen 146 bilimsel makalenin bibliyometrik analizi MS Excel ve VOSviewer aracılığıyla performans ve haritalandırma analizi ile gerçekleştirilmiştir. Performans analiziyle atıf, yazar, üniversite, teoriler ve değişkenler incelenmiştir. Haritalandırma analiziyle alanın durumu görselleştirilmeye çalışılmıştır. Analiz sonuçlarına göre sürdürülebilir modanın 2018 yılından sonra popülerleştiği görülmektedir. Dolayısıyla dinamik bir alan olarak değerlendirilmektedir. Çalışma sonucunda sürdürülebilir moda konusunda araştırma yapmak isteyen tüketicilerin literatürü görebilmeleri için kavramsal bir çerçeve çizecektir.

Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilir Moda, bibliyometrik analiz, performans analizi, haritalandırma analizi

DOI : 10.15659/ttad.16.1.180 [PDF]

Tarafların değer yaratım sürecine katılımı örgütler için önemli rol oynamaktadır. Bu doğrultuda, pek çok örgüt rekabet avantajı elde etmek üzere paydaşlarıyla yakın ilişki kurmak ve onların bağlılıklarını arttırmak için değer yaratım sürecine katılımlarını teşvik etmeye çalışmaktadır. Ancak, katılıma ilişkin mevcut literatürün ticari anlamda müşteri-marka ilişkilerine odaklandığı görülmektedir. Öte taraftan, varlıkları ve sürdürülebilirlikleri büyük oranda bireylerin zamanlarını ve enerjilerini gönüllü olarak bağışlamalarına bağlı olan kâr amaçsız örgütler bağlamında gönüllü katılımına ilişkin literatür oldukça sınırlıdır. Dolayısıyla, gönüllülerin katılım sürecine dahil olmasını etkileyen temel dinamiklerin belirlenmesi önemli hale gelmiştir. Bu çalışmada, ilgili literatür ortaklaşa değer yaratım perspektifi ile incelenerek gönüllü katılımın dinamikleri üzerine kavramsal bir model önerilmiştir. Böylelikle, çalışmanın katılıma, değer yaratımına ve gönüllülüğe ilişkin literatüre teorik katkı, gönüllülerin katılımını sağlamayı ve onları elde tutmayı amaçlayan kâr amaçsız örgütlere ise pratik katkı sağlaması beklenmektedir.

Anahtar Kelimeler: Kâr amaçsız örgütler, ortaklaşa değer yaratımı, gönüllülük, gönüllü katılımı

DOI : 10.15659/ttad.16.1.181 [PDF]

Measurement efforts of marketing researchers during the last three decades have resulted in the accumulation of theoretical and practical knowledge of marketing through the conceptualization of latent constructs. This approach has required transitioning from concrete measurements to measuring latent constructs; that is, researchers needed to specify their theoretical models in terms of measurement language. We conclude that marketing researchers may be risking the psychometric qualities in their findings due to mistakenly operationalizing their latent constructs through reflective measurement, when in fact these should be operationalized through formative measurement. In this paper, we discuss the pitfalls associated with misspecification of multidimensional (second-order) latent constructs to draw attention to this problem that potentially can cast doubt on marketing research conclusions. We also offer guidelines on how to deal with second-order formative latent constructs in the covariance-based SEM through adopting the MIMIC model.

Keywords: Latent constructs, measurement, measurement in marketing research, misspecification, marketing research, structural equation modeling

DOI : 10.15659/ttad.16.1.182 [PDF]

DOI : 10.15659/ttad.16.1.183 [PDF]